Widgets

Sabun köpüklerinin muhteşem dansı ( izle )

type='html'>
Merhaba;
Arkadaşlar siz hiç sabun küpügüne dans ettirdiniz mi. bu videoda sabun balonlarının dansını izliceksiniz, ya küçükken bunların oyuncakları satılırdı sokaktan geçen amcalarda uzun bir kutusu vardı içinde sabıunlu su biz bayılırdık ona çocukluğun vazgeçilmez oyuncaklarından birtaneside odur hadi buyrun izleyin.




Max Payne 3 1.0.0.55 crack dosyası ( indir )

type='html'>Merhaba;
Ya dün gece bu max payne 3'ün şu versiyonlu 1.0.0.55 crack dosyasını ara ara bulamadım oyuncehennemi, full oyun hangi, siteye bakarsam bakayım yok arkadaş var aslında var ama 1.0.0.55 versiyonunuda upload etmişler insan  ayrıyetten crack dosyasını koyar ya ne yani ben şimdi 400 bilmem kaç mb dosyayı indirmek zorundamı kalıcam işte o tür paylaşımlara uyuz oluyorum 1 mblik dosya için 400 mb dosyayı indirtmek zorunda bırakıyorlar ne kadar eski kafalılar tmm anladık; belki o versiyonu güncellememiş olanlarda vardır ama  en azından crackı ayrı bi yere upload etmeleri lazım ya, ben varya yabancı siterin paylaşımlarını çok seviyorum adamlar bi kere herşeyi ayrı ayrı upload ediyolar ne alırsan 1 milyoncu gibi istedigini indir her neyse neyse ben yine türk sitelerinden degil yabancı siteden buldum sizinle  paylaşıyorum buryrun indiririn  saglam cracktır ben denedim çalısıyor.













İNDİR


ALTERNATİF İNDİRMELER İÇİN TIKLA.

Oy gelin gelin sevdalı gelin

type='html'>MERHABALAR;
off off yine efkar bastı yaa bazen böyle oluyor bende hüzünleniyorum ne bilim kendi kendime efkar basıyor ( içmek gibi bir huyum yoktur) hemen açarım bi müzik şiir yazarım felan resim yaparımm neyse alın size bir türkü çok hoşuma giden bir türküdür '' OY GELİN GELİN SEVDALI GELİN ÖLDÜRDÜN BENİ''

Bir kadın çocuktur aslında...

type='html'>














"Kendini Seven Kadının Facebook'taki Adresi"

















"Bir Kadın Çocuktur Aslında"


Çocuk gibi davranmayı sever.


Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.


Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.


Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.


Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,


ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.




"Bir Kadın Güçlüdür Aslında"


Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.


Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.


İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.


Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.


Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir


hem de

erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.


Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.


Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.



"Bir Kadın Sevgilidir Aslında"


İçinde her zaman sevgiyi taşır.


Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.


Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.


Zor sever ama tam sever.


Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için


yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.


Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.


Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.


Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.


Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.


Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.



"Bir Kadın Yalnızdır Aslında"


Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.


Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.


O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.


Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.


Yalnızlık onun sığınağıdır.


O sığınağa ne zaman gireceğine,


ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.


Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız


onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.



"Bir Kadın Bilgindir Aslında"


Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez.


Yaratıcılığının sınırı yoktur.


Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.


Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.


Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.


Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.



"Bir Kadın Hayattır Aslında"


Çünkü hayatın içinde olan her şey


ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.


Yemek yemek, su içmek bile.


Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı


doldurup

içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?





"Anlıyorsanız Ne Mutlu Size.


Anlamıyorsanız, Ne Yazık ki Yaşamıyorsunuz.."






                                                                                                                        Mehmet COŞKUNDENİZ


İlk Sony Xperia Sahnede

type='html'>Sony, Xperia NXT (Gelecek Kuşak) serisinden Xperia S ile Android telefon dünyasına hızlı bir giriş yaptı. Sony’nin 4 ekran stratejisinde önemli bir yeri olan çift çekirdekli tasarım harikası Xperia S, Sony Bravia HD parlak ekranıyla akıllı ve eğlenceli Android telefon dünyasının yeni ikonu olacak.

Sony’nin 4 ekran vizyonunda içerik paylaşımını en üst seviyeye taşıyan çift çekirdekli tasarım harikası Xperia S, televizyondan tablete tüm elektronik cihazlara bağlanarak kullanıcıya eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Ofis ve ev ortamında kullanıcıyı küçük telefon ekranına bağlı kalmaktan kurtararak Android telefonları birer mobil teknoloji üssü ve pratik uzaktan kumandaya dönüştüren Xperia S, Sony Bravia HD parlak ekranı ile eşsiz bir görsel deneyim sunuyor.

Xperia S, 12 megapiksel Exmor R kamerası ile bekleme modundan 1,5 saniye gibi kısa bir sürede çıkarak fotoğraf çekimi yapabiliyor veya Full HD video çekebiliyor. Sony kalitesini yansıtan telefon ekranının altını vurgulayan ışıklı şeffaf bandıyla hemen dikkat çeken Xperia S şık tasarımı ile akıllı telefon dünyasının ikonu olacak.

Xperia S Sony dünyasının bir parçası

Kullanıcının TV, akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve tablet arasında kolayca geçiş yapmasını sağlayan Xperia S mobil teknoloji ile ev ve ofis ortamını birleştiren tam bir cep kontrol merkezi. Birbirine bağlı bu dünyada sadece akıllı bir uzaktan kumandadan ibaret olmayan Xperia S, HDMI bağlantısı ile televizyon üzerinden Sony Entertainment Network’e bağlanarak filmlerden müziğe, video oyunlarından kliplere kadar her alanda kullanıcılara dijital eğlencenin kapılarını açıyor.

Xperia S kablosuz ağ bağlantısı ile fotoğrafların ve videoların tek tuşla paylaşılmasını sağladığı gibi NFC (yakın alan iletişim) teknolojisi ile kullanıcıların telefonları arasında resim, belge ve şarkı paylaşmasına da izin veriyor.

Eşsiz Sony eğlence dünyasına cepten erişim

Xperia S kullanıcıları Sony Entertainment Network’e bağlanabilecek. Music Unlimited 15 milyondan daha fazla şarkı içeren global bir katalog sunarken Video Unlimited da dünyanın büyük yapımcılarının gişe hasılatı rekorları kıran en yeni filmleriyle TV dizilerini akıllı telefona taşıyacak. Aynı zamanda PlayStation™ onaylı Xperia S, PlayStation® Store üzerinden kullanıcılara Sony PlayStation kalitesini yaşatacak.

Android 2.3 Gingerbread işletim sistemiyle satışa sunulan Xperia S, 2012’nin ikinci yarısında Android 4.0 Ice Cream Sandwich sürümüne güncellenebilecek. Xperia S Turkcell mağazalarında satışa sunuldu.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Yurtdışından telefon getirenlere şok!

type='html'>Yurtdışından telefon getirenlere şok!
Daha ucuz diyerek yurt dışından telefon getirenlere, Maliye Bakanlığı'ndan büyük şok!
Yurt-disindan-telefon-getirenler


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten, "daha ucuz oluyor" diyerek ya da ülkemizde bulunmayan bir telefonu yurt dışından getirenlere soğuk duş! Bakan Şimşek, yaptığı açıklamada, bir yolcunun yurt dışından alıp ülkeye sokmak istediği her cep telefonundan 100 TL'lik harç alınmaya başlanacağını duyurdu.


Peki bu ne anlama geliyor? Eğer yurt dışından kendiniz yeni bir cep telefonu alır ya da başka birine getirtmek isterseniz, bundan böyle, o telefon için ek 100 TL harç ödemek zorunda kalacaksınız. Bu ücret, yolcunun sadece tek bir telefon için ödeyeceği rakamı temsil ediyor. Yani 2 telefon getirmek isterseniz 200 TL, 3 telefon getrimek isterseniz 300 TL ek bir harç yatırmak zorundasınız.


Kısacası yurt dışından telefon getirme rüyası da, sonunda harç engeline takılmış durumda. Bakalım bu duruma ne gibi tepkiler verilecek...
Kaynak veteknoloji.com bu siteyi her gün ve her gece ziyaret ederim çok yararlı bir sitedir site adminlerine tşklerimi sunuyorum...

Lunapark izleyin gülmekten ölün.. :)

type='html'>Merhaba;
arkadaşlar internnette çok güzel iki tane video buldum gülmekten resmen altınıza ediceksiniz yani buna emin oldum lunaparktaki bir eglence aracı :=) bana 1 trilyon verseler asla binmem zaten dünde gondola ilk kez bindimm ve son binişimdi bir daha asla ona binmicem :)





Dev dinazor yumurtaları

type='html'>


Bir grup araştırmacı, Çeçenistan’da dev dinozor yumurtaları bulduklarını öne sürdü. Fosilleşmiş yumurtalara dağlık bir bölgede tesadüfen rastlandığı belirtildi.


Çeçen Devlet Üniversitesi’nde görev yapan jeolog Said-Emin Dzhabrailov, yaklaşık 40 kadar yumurta bulduklarını ve yer altında başka yumurtalar da olabileceğini açıkladı.


Kafkas Dağları'nda bir yol çalışması sırasında keşfedilen yumurtaların çapının 25 ile 100 santimetre arasında olduğu ifade edildi.


Yumurtaların hangi tür dinozora ait olduğunun anlaşılması için paleontologlarca incelenmesi gerekiyor.


Dinozorlarla ilgili bir araştırmadaysa, dev sürüngenlerin yumurtlayarak çoğaldığı için neslinin tükendiği öne sürüldü.


Bilim insanlarına göre diğer memelilerin doğurdukları yavrular erken geliştiği için, yumurtadan 2-10 kilo olarak çıkan dinozor yavrularına karşı rekabet güçleri daha üstün oluyordu. Bu yüzden, dinozor yavrularına zamanla yaşama alanı kalmadı.


ASIL ORJİNAL KAYNAK

Kaptırılan alan adları

type='html'>
İnternet alan adlarının hak sahipleri dışında simsarların eline geçmesi sonucu yaşanılan anlaşmazlıklar WIPO'da (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) çözüme kavuşuyor.

Bugüne kadar alan adı simsarlarına karşı Türkiye’den 323 dava açıldı. Sadece geçen yıl açılan dava adedi 68. Türkiye bu rakamla WIPO'da en fazla dosyası olan 12. ülke.


Alan adları, hukukun birkaç dalında çeşitli hak ihlallerinin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Örneğin haksız rekabete yol açabilir, birinin ismine tecavüz teşkil edebilir, marka hukukunun ihlaline sebep olabilir. Alan adları bugüne dek en fazla “domain grabbing”ler ile gündeme gelmiştir. Birçok ünlünün, firmanın ismi alan adı olarak alınmış ve sonra bunlara satılmaya çalışılmıştır. Buna karşı isimleri alan adı olarak olarak alınanlar merkezi Cenevre’de bulunan WIPO gibi örgütler nezdinde başvurularda bulunmuşlar ve bazıları alan adlarının kendilerine transferini sağlamışlardır.


Uluslararası alan adları (com.org.net.vs.) ile ilgili yaşanan herhangi bir ihtilafta başvurulması gereken kurum WIPO. WIPO 2011 yılına ait patent başvuruları verilerini değerlendiren Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “2011 yılında WIPO'ya Türkiye'den 68 yeni başvuru yapıldı. Bugüne kadar Türkiye kaynaklı toplam WIPO dava adedi 323, Türkiye bu rakamla WIPO'da en fazla dosyası olan 12. ülke. 2011 yılında WIPO davalarının yüzde 87.69'u davacıdan yana sonuçlandı. 2012 yılının ilk 20 günü 4 adet XXX davası açıldı. Dünya genelinde 2012 için yaklaşık 80 yeni XXX dosyasının WIPO'ya taşınması bekleniyor” diye konuştu.


Marka tescil başvuruları yüzde 31 arttı


WIPO'nun açıkladığı verilerde rakamsal istatistiklerin dikkat çektiğini belirten Yamankaradeniz, “2011 yılı TPE (Türk Patent Enstitüsü) verilerine göre, ülkemizde sınai mülkiyet ve marka bilincinde olumlu değişimler yaşanıyor. Yapılan marka tescil başvurularında geçen yıla göre yüzde 31'lik artış oranı hak sahiplerinin markalarına verdikleri değeri daha iyi açıklıyor. Özellikle online pazarlama, e-ticaret kavramlarının ülkemizde de popüler olmaya başlaması ve ekonomik sürdürülebilirliğin gerekliliği haline gelen online dünyada yer almak domain tescil başvuruları ve dava sayılarını da artırdı. WIPO geçen yıl Türkiye'den 43 hak sahibinin haksız domain kullanımı için davacı olduğunu, 68 tane Türk domain adı sahibinin ise davalı durumda olduğunu açıkladı. En fazla dava başvurusunda perakende sektörü ön plandayken, Türkiye'den Turkcell, İş Bankası ve Akbank da dava açanlar arasında bulunuyor. Online pazarda daha fazla yer almak isteyen Türk markaların ihtilaf sorunları giderek artacak gibi görünüyor” dedi.


Günümüzün en etkin reklam, pazarlama ve tanıtım aracı olan internetin aynı zamanda firmaların prestij arenası olduğunu ifade eden Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yamankaradeniz, “Bu kadar önem arz eden bir ortamda alan adımızın bize hizmet ediyor olması çok önemli. Yıllarca emek vererek markalaştırdığınız firmanızın veya ürünlerinize ait alan adlarının farklı kişilerin elinde olması en büyük tehlike” diye konuştu.


ASIL ORJİNAL KAYNAK

Shiftdelete.net ve teknosanın hazırladıgı dergideyim :)

type='html'>Merhabalar;
Arkadaşlar size bu gün çok mutlu oldugum bir konudan bahsedicem WMARACI'nda dolaşırken bir msj geldi ve msjı gönderen phatgit isimli bir arkadaştı msjı actım tebrikler sdn dergisindesin dedi bende çok sevindim çok şaşırdım hemen googleye sdn dergisi yazdım ve nisan ayının dergisine baktım ve ben ordayım :) blogumu öven bir dize söz yazmışlar ve bloguma mutlaka ziyaret edilmesi gerektigini belirtmişler ve bu güzelligi hazırlayan MURAT SAGLAM'A çok teşekkürlerimi sunuyorum beni gerçekten mutlu etti umarım sizinde bloglarınız orda yer alır , insan mutlu oluyor ya gerçekten :) :) :)




DERGİYE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Türk mühendislerden Yüksel Atış Kulesi (YAK)

type='html'>

Türk mühendisler geliştirdi. Teröristlerin korkulu rüyası olacak..
Bir Türk şirketi tarafından tasarlanan uzaktan komutalı gözetleme ve atış platformu Yüksel Atış Kulesi (YAK), terör saldırılarında zırhlı araçlardaki güvenlik personelinin en güçlü silahı olacak.


Zırhlı araçların üzerine monte edilen YAK, sensörleri sayesinde hareket halindeki hedefleri belirleyecek, üzerindeki makineli tüfek ve bombaatar silahlarıyla teröristleri zırhlı aracın yanına yaklaştırmayacak.

Yüksel Savunma Sistemleri AŞ Yönetim Kurulu Murahhas üyesi Hayri Esen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl sınır karakollarındaki nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateşli saldırıya karşılık vermesine olanak sağlayan uzaktan komutalı gözetleme ve atış platformu ''Nöbetçi''yi tasarladıklarını hatırlatarak, bu yıl da zırhlı araçlar için Yüksel Atış Kulesi'ni (YAK) geliştirdiklerini söyledi.

Manuel olarak da kullanılabiliyor

Uzaktan komutanın yanı sıra manuel olarak da kullanılabilen YAK'ın, elektro-optik kamera sensörleri ve lazerli mesafe ölçme cihazı sayesinde gece, sisli ve karlı her türlü koşulda hareketleri tespit ettiğini, ayarlanmış rotalarda otomatik gözetleme yapabildiğini anlatan Esen, ''Filtrelenen görüntüler işlenerek bir monitör üzerinde operatörün kullanımına sunuluyor. Böylece zırhlı araçtaki personel, güvenli bir şekilde kendisini riske atmadan hedefi ateş altına alabiliyor'' dedi.

Nöbetçi'nin, karakollarda, sınır boyunda nöbet tutan askerlerin güvenli bir bölgede, ilk atıştan zarar görmemesi amacıyla tasarlandığını, YAK'ın ise araçlar için geliştirildiğini ifade eden Esen, şöyle konuştu:

''Nöbetçi sabit bir sistem, YAK ise stabilizasyona sahip, yani araç hareket ettiğinde hedefe kilitlendiği noktadan ayrılmadan atış yapabiliyor. Üzerinde bulunan 12,7 mm makineli tüfek ve 40 mm bomba atar silahlarıyla teröristleri zırhlı aracın yanına yaklaştırmayacak. Sadece uzaktan komutalı değil, manuel olarak da kullanılabiliyor. Bu sistem, hedefi tespit ediyor, kamera ve algılama sistemleriyle hedefi takip ediyor, araç içindeki görevli de ateş ediyor. Yani sistem hedefi görüp, kilitlenip kendisi ateş etmiyor.''

Türk mühendisler geliştirdi


YAK'ın Nöbetçi'de olduğu gibi Türk mühendislerce geliştirildiğini belirten Esen, Malezya'daki 2012 Savunma Sanayi Fuarı'nda ilk kez görücüye çıkan YAK'ın, yabancılardan büyük ilgi gördüğünü anlattı.

Başta Malezya olmak üzere Suudi Arabistan ve Brunei savunma bakanlarının YAK ile yakından ilgilendiklerini ifade eden Esen, bu sistemin kısa sürede tüm dünyada adının duyulacağına inandığını söyledi.

ANA KAYNAK:

Aşk arayışı hiç bitmez...

type='html'>
Aşk arayışı hiç bitmez

Aşk varsa ille de ilişki olacak diye bir kural yok. Siz hiç platonik aşkları duymadınız mı? Birini gizli gizli seven ama bunu bir türlü açık edemeyen aşıkları tanımadınız mı? Elbette en güzeli, en ideali, birbirini karşılıklı olarak seven iki kişinin ilişkisi. Her zaman mümkün değil. Aşkı yüreğinde hisseden insan, karşılık beklemeden sever. Aşkı, diğer sevgi türlerinden ayıran en önemli özellik budur.
Dostluğu düşünün örneğin. Dostunuz sizi sevmezse siz onu sever misiniz? Hatta ailelerimiz... Sizi sevmeyen bir anneyi, babayı, kardeşi ne kadar sevebilirsiniz ki? Bu işin tek istisnasıdır aşk. Bir gün sizi sevebilme ihtimali bile o aşkı yıllarca yüreğinizde taşımaya yeter. Karşılık almanızın önemi yok ki... Hem insan sadece kendisi için aşık olur, bir başkası için değil.
***
Aşkı arama çabamızın altında yüreğimizi tatmin etme duygusu yatıyor. Tensel temasa dayalı ilişkiler insanın sadece bedenini doyurur, yüreğini değil. Aşk gelip yüreğinize yerleştiğinde o tatmin süreci de başlamış demektir. Aşkı beslediğiniz kişi -ki ben bu yazıda ona maşuk diyeceğim- size aynı şekilde karşılık vermese de bunun hiçbir önemi olmaz.
Karşılıksız aşk, acı verse de, sizi çok üzse de vazgeçemezsiniz. Beyniniz size “Bunun sonu yok” diye haykırsa bile bunu önemsemezsiniz. Dedim ya, yürektir aslolan aşkta. Hele hele bir kez yıkıldıysanız aşkta, aynı acıları yeniden yaşamamak için kaparsınız kendinizi dünyaya. Yine de o mutsuzluk krizinden sizi kurtaracak tek şey bir başka aşktır. İşte bu yüzden, aşk sonu gelmeyen bir arama sürecidir.
***
Bir bakın çevrenize, yalnız ve mutsuz insanlar göreceksiniz. Kendileri söylemeseler de, “Aşk mı? Bir daha asla” deseler de inanmayın, onların da tek beklentisi ayaklarını yerden kesecek bir maşuk, yüreklerini tatmin edecek bir büyük aşktır. “Çık dışarı, bak insanların yüzüne aşkı bul” demiyorum, böyle bir şey mümkün değil elbette. Ancak yüreğinin antenleri açık olacak, aşkı algılayabilecek frekansa ayarlı olacak. Aşkı reddederek mümkün değil bu. Önce kendini inandıracaksın. Tüm benliğinle aşkı yeniden bulacağına inanacaksın. Anlık bir şeydir aşk, o anı kaçırırsan bir daha elde etme fırsatı bulamazsın. Bu yüzden aşkın geldiği o anı yakalamaya hazır olacaksın her daim.
***
İyi ve zeki insanların becerebileceği bir şeydir aşk. Bir yaşam biçimi olarak benimsemek gerekiyor aşkı, hayatın her alanına yaymak gerekiyor. Yaşamın diğer her şeyini ciddiye alıyorsun da neden aşkı ciddiyetsiz bir duygu olarak görüyorsun ki? Yaptığın başka her şeyden çok daha ciddi bir duygu aşk. Hele hele bir aşka sahipsen çok şanslısın. Kıymetini bilmelisin çünkü dünyadaki milyarlarca insan şu an senin sahip olduğun şeyin peşinden koşuyor.

Photoshop ögrenebileceginiz yararlı linkler

type='html'>Merhabalar:
Arkadaş  şöyle  rahat bir haftadır yazı yazmıyorum farkındayım kusura bakmayın...
Şimdi sizlerin işine yarıcak linkler vericem bir grafikerin işine yarayacak linkler bu linklerde ne var PSD, İKON,ARAYÜZ, vs vs içerikler var belki işinize yarar diye paylaşıyorum bend WMARACINDAN aldım bu linkeri paylaşan arkadaşa tşk ediyorum tekrar 
Kaynak: BURASI
YAZARIN YAZISI:
Photoshop için kullanabileceğiniz brush, icon, psd, texture ve eğitim sitelerine aşağıdan ulaşabilirsiniz.


Psd-Background Siteleri
www.psdgraphics.com
www.speckyboy.com
www.officialpsds.com

Brush Siteleri
www.brusheezy.com
www.psbrushes.net
www.brushking.eu
www.myphotoshopbrushes.com



İcon Siteleri
www.iconspedia.com
www.softicons.com
www.iconarschive.com
www.pixelgirlpresents.com
www.vistaicons.com
www.iconshock.com
www.iconfinder.com

Photoshop Dersleri
www.photoshopstar.com
www.photoshoproadmap.com
www.psdtuts.com
www.tutorial9.com
www.psdhero.com
www.tutorialsphere.com
www.sixrevisions.com

Deviantart Sayfaları
http://allphotoshop.deviantart.com/
http://design-addicts.deviantart.com/



Ortaya karışık
http://www.tutorialpark.com/category/articles/
http://www.photoshopsupport.com/index.html
http://slatchdesign.com
http://djdesignerlab.com
http://abduzeedo.com
http://10steps.sg/
http://www.antsmagazine.com/
http://spicywebsites.com/
http://www.photoshopessentials.com/
http://www.thephotoargus.com/
http://designora.com/
http://free-web-design.co.cc
http://www.buildtutorial.com/
http://www.miraztutorials.com
http://www.bestfreeicons.com/
http://www.smashingmagazine.com/
http://webdesignledger.com/
http://designm.ag
http://iconlibrary.iconshock.com/
http://freephotoshop.org/textures/
www.photoshoproadmap.com

Umarım işinize  yarar...

AŞK NEDİR Kİ (Müjdat sayar)

type='html'>Merhabalar:
arkadaşlar içimden yazı yazmak geldi kafama esti işte şu yüzden yazıyorum bu yazıyı facebookta orda burda rastlıyorum sizlerde rastlıyorsunuz, yok ben aşka inanmam yok aşk mı oda nedir aşk yalan gibi gibi buna benzer bir çok yazılar sözler görmüşsünüzdür ya ben insanları anlayamıyorum niyemi şöyle bi örnek vereyim
'' sevgilin olunca dünyanın en mutlu insanı oluyorsun seviyorsun biri çıkıp sana aşk yalan dostum dese ona gülüp geçersin aşkın var oldugunu gerçek oldugunu bilirsin ve dersin ki o soru soran kişiye aşık olda gör aşkın varlıgını teslimiyetini dersin'' tabi bu aşkın eline düşüşlüktür. eee sonra ayrılırsın aglarsın ne bilim isyan edersin ve sonra dersin ki sende aşk yalan aşk yok aşk diye birşey yok dersin İŞTE ben bunu anlamıyorum yaa anlamıyorum ya zamanında bende sevdim hemde çok sevdim ondan başkasını gözüm görmüyordu onsuz yapamam edemem düşünceleri sarmıştı benligimi  ve ayrıldık ondan sonra üzüldüm belkide agladım ama hiç bir zaman aşk yalandır dolandır yoktur gibi cümleler sarf etmedim etmemde niye edeyim yaw biri vefasız çıktı diye ALLAHIN biz insanogluna nasip ettigi armagan ettigi o yüce o muharek ''AŞK'' cümlesini ve varlıgını nasıl yok sayarız ben bunu anlamıyorum arkadaş...
sevgilin koynundayken kolundayken aşka inanıyorsun eeee ayrılınca aşk yok bilmem ne yok diyorsun  yalnış aarkadaşlar yalnış bu, Şöyle bir söz vardı  ''pireye kızıpta yorgan yakılmaz unutmaki bir kol aynı yerden iki defa kırılmaz'' heh işte bunun gibi yaw arkadaş biri vefasız çıktı yada kriterlerine uymadı yada aşkı göze alamadı diye ne gerek var kendini yıpratmaya üzmeye ya aşk yalandır demeye BENCE aşk insanlardan daha dogru daha gerçekçi bir duygudur  tabide yaşamasını bildigin sürece  aşkın temiz halini saf halini yakaladıgın sürece aşk çok güzel bişiydir mesela şöyle bir örnek versem kim hayır der ?  Sevdigini almışşın koluna bahçelerde, sahillerde dolaşıyorsun el ele çocuklar gibi mutlusun onunla birlikte baloncudan balon alıyorsun sonra ne bilim çocuklar gibi yagmurda yürüyorsunuz ne bilim aynı bardaktan çay içiyorsunuz yani aşkın en güzel halini yaşıyorsun bu güzel birşey deil mi sizce evet güzel dediginizi duyuyorum  ben aşkı hep çizgi romanlardaki gibi hayal ettim masallardaki gibi hayal ettim saf temiz tertemiz küçüçük masum bir bebek gibi hayal ettim ve ALLAHIMA ŞÜKÜR OLSUN Kİ öyle bir aşka öyle bir sevgiye öyle bir teslimiyete sahibim umarım siz bu yazıda ne demek istedigimi ne anlatmak istedigimi anlamışsınızdır

siz NE KADAR yalanlarsanız yalanlayın aşkı aşk kadar güzel ve gerçek birşey yoktur tabikide tertermiz yaşadıgın sürece o aşkı

hadi iyi geceler sizlere.... arada böyle şeyler yazıcam yaw :)

Çocuktan gelin olmaz

type='html'>
Çocuktan gelin olmaz

- Uluslararası anlaşmalara, sözleşmelere göre 18 yaşın altında yapılan her evliliğe çocuk evliliği, 18 yaşın altında evlenen her kıza çocuk gelin denmektedir.
-Kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin başlıca sebepleri arasında, geçim sıkıntısı, aile içi cinsel saldırı, evlilik dışı gebelik ve geleneksel yaşayışta hakim olan kocaya itaatin erken yaşta tesis edilmesi gerektiği şeklindeki anlayış sayılabilir. Ancak bunların arasında en ağır basanı yoksulluktur.
-Az gelişmiş ülkelerdeki yoksul aileler, hanelerinin yoksulluğunu azaltmak için arkadaşlarıyla oyun oynayacak yaşlardaki kız çocuklarını, babası hatta dedesi yaştaki adamlarla evlendirmektedir. Pek çok kez, bu çocuklar, yaşlı adamların ikinci eşi veya üçüncü eşi olmaktadı.
-10’lu yaşlardaki kızlarımız, birkaç bin liralık başlık paraları karşılığında 40’lı, 50’li, 60’lı ve hatta 70’li yaşlardaki erkeklerle evlendirilmektedir.


-Kızların evlendirilmek üzere okuldan alınması, geleneksel anlayışta olağan karşılanmaktadır. Geleneksel ailede, kızın kendini korumayacak yaşta ve cahil olarak evlendirilmesi durumunda, evlilik sonrasında eşi tarafından şiddete maruz kalabileceği ihtimali düşünülmemekte, kız çocuğu, ailesi tarafından kocaya bağımlı bir hayata hapsedilmektedir.
-Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’na göre, Türkiye’de kızlarda evlenme yaşı 12’ye kadar düşmektedir.
-15-19 yaş aralığında kızlarda evlenme oranı İsveç’te yüzde 0.4, Kanada’da yüzde 0.6, Fransa’da yüzde 0.6, Finlandiya’da yüzde 0.6, Japonya’da yüzde 0.7, Almanya’da yüzde 1.2, Belçika’da yüzde 1.6, İngiltere’de yüzde 1.7, İspanya’da yüzde 2.3, Hollanda’da yüzde 2.4, İtalya’da yüzde 3, Amerika’da yüzde 3.9.
-Geri kalmış ülkelerde ise 15- 19 yaş aralığı kızlarda evlenme oranı şöyle: Şili’de yüzde 11.7, Azerbaycan’da yüzde 12, Arjantin’de yüzde 12.4, Peru’da yüzde 12.5, Lübnan’da yüzde 13.2, Mısır’da yüzde 15.9.
-Türkiye’de çocuk gelin oranı yüzde 15.5 olarak tespit edilmiş. Ancak bu oran gerçeği yansıtmıyor. Çünkü bu veri Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilerle tespit edilmiş. Yani dini nikaha dayanan erken evliliklerin kaydı yok. Bunlar da eklendiğinde oranın yüzde 30 ila yüzde 35 arasında olduğu tahmin ediliyor.


* * *
Yukarıda yazılanlar size sıkıcı gelebilir. Ama bunların hepsi bilimsel veriler ve Türkiye gerçekleri. Her ne kadar evlenmeboşanma istatistikleri Türkiye’de evlilik yaşının yükseldiğini gösteriyorsa da bunun sadece resmi nikahlar için geçerli olduğunu unutamayız. Türkiye’de hala, 12-13 yaşındaki kız çocukları annelerinin koynundan alınıp 60- 70 yaşındaki adamlyarın koynuna sokuluyor. Buna bir “Dur” demek gerekiyor. Perizad Demirez bir anne... Tek başına çıktı, sosyal medyayı kullanarak “Çocuktan Gelin Olmaz” kampanyası başlattı. Kampanya çığ gibi büyüdü. 23 Nisan’da, tam da Çocuk Bayramı’nda saat 13.00’te Taksim Meydanı’nda “Çocuktan Gelin Olmaz” diye haykırmak için toplanıyoruz. Ellerimizde şekerlerle... O şekerleri toplayacağız, en fazla çocuk gelin veren ilin valisine göndereceğiz. çocuklara sahip çıkması için... Ben 23 Nisan’da saat 13.00’te Taksim’deyim. Sizi de beklerim...

* * *
Yazar: Mehmet çoşkundeniz...

Milyonlarca yıldır içimizde evrim geçiriyorlar

type='html'>Eski çağlarda ilk insanları hasta eden antik virüslerin, günümüzde hala varoldukları ve sanılandan çok daha yaygın oldukları belirtildi. Bilim insanları, antik virüslerin on milyonlarca yıldır DNA’larımız içinde evrim geçirdiklerini belirtti.


Bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, dinozorların döneminden kalan, en az 60 milyon yıllık virüslerin halen genetik yapımızda yer aldığını ortaya koydu. Araştırma, hala sırrı tam olarak çözülememiş olan genetik yapımız hakkında yeni bulgular sundu.


Araştırmada, insan da dahil, fare, sıçan, fil ve yunusların yer aldığı 38 memeli hayvanın genomları (bir organizmanın genetik şifrelerinin tamamı) incelendi.


İngiltere’nin Oxford Üniversitesi, ABD’nin Aaron Diamond AIDS Araştırma Merkezi ve Belçika’nın Rega Enstitüsü tarafından yürütülen araştırmaya göre, 100 milyon yıl önce memelilerin ortak bir atasında varolan antik virüslerden bir tanesi, araştırmada yer alan hayvanların neredeyse tümünde tespit edildi.


Eski çağlardaki şempanzeleri etkilediği bilinen bir diğer antik virüsün izleri de, maymunlarda, insanlarda ve diğer memelilerde bulundu.


Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, antik virüslerin birçoğu, bir hücreden diğerine geçme özelliklerini yitirmiş durumda. Tersine, antik virüsler bulundukları hücreyi evleri kabul ederek tüm yaşam döngülerini tek bir hücrede tamamlayacak şekilde evrim geçirmiş.


GENOMUN PARÇASI HALİNE GELDİLER
Bilim insanları, antik virüslerin, memelilerin genomlarında çok fazla çoğaldıklarını, bu durumun bir salgına benzediğini ifade etti.


Araştırmada yer alan Oxford Üniversitesi zooloji uzmanı Dr. Robert Belshaw, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bu, her hayvanın genomunda yaşanan bir hikaye. 100 milyon yıldır yaşanan ve bugün devam eden bir hikaye” dedi.


Belshaw, “Bu virüslerin bir tercihe zorlandığını düşünüyoruz: Ya virüs özelliklerini koruyarak insanlar ve hayvanlar arasında yayılacaklardı, ya da genomlarımızda yer edinecek ve burada çoğalacaklardı" dedi.


Hayvanların genetik şifrelerinde yaşamaya devam etmeyi tercih eden virüslerin, hücreler arasında geçişlerini sağlayan Env adındaki bir geni kaybettikleri anlaşıldı. Endojen retrovirüs (ERV) olarak adlandırılan bu mikto organizmaların, evi kabul ettikleri hücrede normalin 30 katı daha fazla çoğaldıkları fark edildi.


MİLYONLARCA YILDIR SÜREN DÖNGÜ
İnsanların hücrelerindeki genetik materyalin sadece yüzde 1,5’i, insanların yaşaması için gerekli kodları oluşturuyor. Geride kalan genetik materyalin yarısı, işlevi olmayan (bilinmeyen) “çöp DNA” kabul edilirken, diğer yarısı virüs veya parazitlerin oluşturduğu DNA olarak biliniyor.


Uluslararası araştırma ekibinin yürüttüğü çalışma, insanların karmaşık DNA yapısını anlamak adına bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.


Antik virüsler hakkında yayımlanan makalenin yazarlarından Dr. Gkikas Magiorkinis, Genomlarımızdaki karanlık maddenin bütük kısmı, tıpkı bulaşıcı bir salgın hastalık gibi kendi kurallarını belirliyor. Ancak on milyonlarca yıldır bu döngü devam ediyor” dedi.


Magiorkinis, “Bu antik oyunun kurallarını öğrenmek, virüslerin sağlıkta ve hastalıkta oynadıkları rolü anlamamızı sağlayacak” dedi.


VİRÜSLERİN EVRİMİ
Yapılan en son araştırma, virüslerin, iki sarmal zincirli genetik materyalimizin bulunduğu mikro biyolojik ortamda evrim geçirebildiklerini gösterdi.


Araştırmacılar, bu durumun olumlu getirileri olabileceğini ifade etti. Örneğin, bir virüsten alınan syncytin proteini, plasenta geliştirilmesinde kullanılıyor. Dr. Belshaw aynı zamanda, ERV’lerin sağlığa doğrundan olumsuz bir etkisi olmadığını söyledi.


Belshaw, ERV’lerin henüz fark etmedikleri özellikleri olabileceğini, bu virüslerin kanser veya bulaşıcı bir hastalık durumunda protein üretiyor olması halinde bu durumdan faydanalabileceklerini ifade etti...
KAYNAK VETEKNOLOJİ SİZDE TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

Terminatör 5 filminin çekimleri bilgileri OKU

type='html'>Merhabalar;
Arkadaşlar şimdiki yazımda size TERMİNATÖR 5 filminden bahsedicem
ben çok iyi hatırlıyorum daha birinci sınıfa gidiyordum ve bir gün show tv de (tabi o zamanlar show tv nin logosu böyle sarı gibi birşeydi çicek şeklinde :) neyse )TERMİNATÖR filmini izlemiştim ve daha 6 mı 7 mi yaşlarındaydım o film öyle bir işlemişki bana tüm serilerini en az 1000 kere izlemişimdir ve şu yaşıma geldim vakit buldukça izlerim tekrar tekrar hiçte sıkılmam hayatımda izledigim en güzel filmlerden önde gelenidir terminatör ( tabi çocuklugumda filme fena kaptırıp kendimi terminatörde sanıyordum tabi bu konuya girmeyelim ) bilindigi gibi serileri şu şekildedir...


TERMİNATÖR
  TERMİNATÖR 2
    TERMİNATÖR 3
      TERMİNATÖR 4 dür bu serileri en az 1000 :) kere izlemişimdir

BU GÜN bir internet sitesinde film izlerken gözüme takıldı;
TERMİNATÖR 5 SEYRET full izle şeklindede bir yazısı vardı hemen tıkladım ama film yoktu çünkü daha yapılmamıştı, hemen göögleyi :) açtım TERMİNATÖR 5 yazdım ve bilgiler çıktı çok sevindim yaw vallaha çok sevindim nede olsa çocuklugumun filmi :) ve şimdi size TERMİNATÖR 5 HAKKINDA KISA BİR BİLGİ SUNUCAM;

Terminatör 5


İşte :)

VE FİLMİN TÜM DETAYLARI, OYUNCU KADROSU, ÇEKİLECEGİ MEKAN, ŞEHİR HAKKINDA BİLGİ EDİNMEK İSTİYORSANIZ BURAYA TIKLAYIN...

Kartvizit tasarlama uygulaması

type='html'>Merhabalar;
Arkadaşlar size çok güzel bir uygulama tanıtıcağım, uygulama şudur kendi karvizitini kendin yap uygulaması bu uygulama çogunuzun işine yarıcaktır en azından grafik programlarını bilmeyenler için kullanımı çok basit kendi stilinizi oluşturun ve kartvizitiniz hazır neyse uzatmayım :)


UYGULAMA İÇİN TIKLA

Çocuk yetiştirmek...

type='html'>Kızlarınızı iyi yetiştirin.
Kendi kendilerine yetmeyi öğretin.
Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin.
Evden çıkar çıkmaz ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin.
İstediğini giymeyi öğretin.
İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin.
Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin.
Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin.
Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez
diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine
hakaret olduğunu öğretin.
Arayıp neredesin; kiminlesin vs. diyen adama seni
tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum
haddini bil demeyi öğretin.
Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin.

Oğullarınızı iyi yetiştirin.
Karşı cinse saygı duymayı öğretin.
Gece yarısı evine dönen kadının “aranmadığını” öğretin.
Bir kadının omzuna arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin.
Dokunmaktan korkmamasını öğretin.
Sevmenin değer verme olduğunu öğretin.
Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu öğretin.
Bulunmaz hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun
silinen mendillerinde kumaştan yapıldığını; hiç kimseyi
küçük görmemeyi öğretin.
Ama bunları önce kendi içinizdeki çocuğa öğretin…


Yazan:Şerife Dönmez

Penceresi cam cam'a muallim :)

type='html'>
Merhabalar;
İnternette gezerken bir videoya rastladım :) beni baya bir eglendirdi güldürdü valla, ögretmen, müdür, hademe, kantince hepsi ''penceresi cam cama muallim'' şarkısını söylüyorlar arada böyle eglenceli şeyler yapmak gerek yani hadi iyi seyirler :)


Biraz benim yıllarımdan NOSTALJİ rüzğarı.

type='html'>

Merhabalar:
Arkadaşlar size biraz benim çocukluk yıllarımdan şeylerden bahsetcem :)
hepimiz çocuk olmuşuzdur (tabi ben çocuklumu yaşamadım diyenler de vardır :( ) ben 88 dogumlu bir insanım ve ben çocuklugumu güzel bir şekilde yaşadım diyebilirim; her neyse çocuklugumda en çok sevdigim şey saklanbaç oynamak, ve kızların peşinden koşmak ve yaramazlık yapmaktı:) çocuklugum böyle neşeli birazda aksiyonlu geçti ve hatırladıgım kadarıyla 99 lu li yıllarda yani o zamanlar 10 felan yaşındaydım heralde ne bilim, çok taso oynardım HATTA taso çıkan cipsileri arkadaşlarla bakkala gidip en az 10 dakka bakkalcı amca görmeden cipsileri taciz ederdik :) böyle mıncıklardık paketini acaba taso var mı yok mu diye ama cipsileride kırmazdık yani o denli profesyonel olmuştuk, arkadaşlarla her oku çıkısında ve ya okulda oynardık, çıkardık sokaga otururduk bir kaldırım taşına başlardık :) tas mı res mi demeye, arkadaş tas derdi bende res derdim ve havaya fırlatırdık arkası ve ya önü gelirdi ve o belirlerdi hangimizin ilk oynayacagını :) tabi o taso devrinin hileleride vardı ...
yani 88  89 dogumlu olupta bu zevkten mahrum kalanlar boşuna çocuklugumu yaşadım demesin :)
tabi şimdi zamane çocukları bu duyguları yaşamıyor oda ayrı bişiy

☼: Bir tasoyu digerine üst üste bantlardık çift yapardık ki bi vurunca hepsi çevrilsin diye ahh çocukluk işte :) saatlerce oynardık yaw hey gidi günler hey





MİSKET:sıra geldi şimdide miskete diger adıyla bilye diyorlar ama ben misket diyorum çocuklugumun vaazgecilmez anılarından bir taneside buldu ( yalnışlıkla yutmuştum yahu ) tabi oynayanlar bilir kuyu vardı kafan kondik vardı serbest oyun vardı vardıda vardı yani her zaman küçükken cevimde en az 12 tane misket bulunurdu yaw :) o kadar manyaktım ki ekmek almaya giderken bile oynardım :) çocukluk işte he bu arada çok misket kırmışımdır kafa kondikler :) yav eskilere dönmek istiyorum yav zaten o yıllarda AŞKLARDA TEMİZDİ SİNEMALARDA şimdi herşey kirlendi bence temiz bir şey çokkk nadir şekilde var her neyse bu konuya girmeyim (MİSKET)







Başka hatırladım şeyler olursa eklerim.

mclaren


Paris otomobil fuarında podyuma çıkan Mclaren P1 süper otomobilin HD resimleri burada bakalım beğenebilecekmisiniz.:)
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25281%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%252810%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%252811%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
Mclaren P1 800 beygirlik güç üretiyor buna 200 beygirlik KERS sistemin eklenmesi ile 1000 beygire kadar çıkıyor.
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25283%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25282%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%252812%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
Mclaren P1 süper spor otomobilinden 4bin adet üretilecek.ve Gelecek yıl satışa sunulacak.
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25284%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25285%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25286%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
Mclaren P1 800 bin pound’luk fiyatı ile satışa çıkacak.
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25287%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25288%2529 Mclaren P1 HD Resimleri
MclarenP1+1920x1080+rooteto++%25289%2529 Mclaren P1 HD Resimleri

Basit tasarımlarım...

type='html'>


ÇALIŞMALARIM...


















Evlenmeden önce dikkatle okuyun.

type='html'>
Evlenmeden önce dikkatle okuyun.
1-Aşk ve evlilik farklıdır. “Bir imza neyi değiştirir?” demeyin çünkü her şeyi değiştirir. Sadece birbirinizle değil, ailelerinizle, arkadaşlarınızla ve devletle evleneceksiniz. Bu sorumluluğu taşıyabilecekseniz evlilik riskine girin. Evet, evlilik bir ilişki için en büyük risktir.

2-Kafanızda soru işaretleri varsa evlilik kararını yeniden gözden geçirin. Beyninizle ve kalbinizle ikna olmadıysanız evlenmeye kalkmayın. “Acaba doğru karar verdim mi?”, “Acaba doğru insan mı?”, “Acaba mutlu olacak mıyım?” gibi sorular beyninizin içinde dönüyorsa en azından bir süre için evlilik kararınızı erteleyin.

3-Aşk güzel şey. Ancak insanı yanıltır. Aşkın hormonların dorukta olduğu ilk dönemlerinde evlilik kararı almayın. Çünkü o dönemde beyniniz ‘dopamin’in etkisi altındadır. Dopamin beyninizdeki muhakeme merkezini bloke eder. Bir başka deyişle sevgilinizi objektif olarak göremez ve yargılayamazsınız. Bu işin en doğrusu aşık olduğunuzla evlenmek ama aşıkken evlenmemektir.
4-“Evet bazı kötü yanları var ama evlendikten sonra değişir” yargısı yanlıştır. Türkiye’de boşananların yüzde 61’i “Eşimin sorumsuz davranışlarını evlenmeden önce biliyordum ama evlendikten sonra değişeceğini sanmıştım” dedi.

5-Doğru eşi seçebilmek çok önemlidir. Sizin için ‘doğru sevgili’ olan kişi ‘doğru eş’ olmayabilir. Sevgiliyken yapılan bencilce hareketler, hoşgörüsüzlüğe varan kıskançlık gösterileri hoşunuza gidebilir. “Beni sahipleniyor, beni koruyup kolluyor” diye düşünebilirsiniz. Ancak evlilikte bu durum büyük sorun yaratabilir. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına ya da arkadaşlarıyla eğlenmesi, en çok şikayet konusu olan noktalardandır.

6-Eğlenemediğiniz insanla sakın evlenmeyin. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanmıyorsanız, ortak beğenileriniz yoksa, ortak ilgi alanlarınız yoksa o evlilik sizin için zulüm haline gelir. Unutmayın siz bir görevi yerine getirmek için değil, ruhsal açıdan tatmin olmak için de evleniyorsunuz.

7-Üremek için de evlenmiyoruz. O yüzden daha baştan beyninizin ve kalbinizin kabul etmediği insanı çocuk yaparak eve bağlama fikrini aklınızdan bile geçirmeyin. Türkiye’de boşananların yüzde 64’ü çocuklu. Boşanma sebeplerinden biri de çocukla ilgili tartışmalar.

8-Evliliğin yarısı cinselliktir. Türkiye’de evlilik öncesi cinsel yaşam hoş görülmüyor. Birçok çiftin cinsel açıdan uyumlu olup olmadığını evlilik öncesi tespit etmesi mümkün değil. Ama en azından elini tuttuğunuzda, aklınıza geldiğinde, göz göze bakıştığınızda cinsel açıdan sizi uyarmayan biriyle evlenmeyin.

9-Evlilik belirli bir olgunluğa ulaşmış insanların yapması gereken bir eylemdir. Henzü kendi ailesinden kopamamış, ‘ana kuzusu’ diye tabir edilen kişiler evliliğe uygun değildir. Unutulmamalıdır ki; evlendikten sonra her insan kendi ailesini kurar. Ebeveynler, dara düşen, yolunu bulamayan çiftlere elbette yardım etmelidir. Ancak kendi hayatlarını yaşamalarına da izin vermelidir.

10-Kültür, eğitim, aile terbiyesi gibi kavramlar evlilikte büyük önem taşır. Bu noktalarda uygunluk şarttır. Eğitim açısından aralarında uçurum bulunan, hiç olmazsa birbirine yakın kültüre sahip olmayan ve terbiye açısından farklı noktalarda bulunan çiftlerin mutlu olması pek mümkün değildir.
Mehmet çoşkundeniz.

Survivor'da yangın

type='html'>


Acun Medya Prodüksiyon ekibinin de kaldığı otel başta olmak üzere tam 8 restoran alev alev yandı. Yangının çıkış sebebi ise restorantarda patlayan bir sanayi tüpü...

Sabah 06.00’da çıkan yangından otelde kalan Acun Medya Prodüksiyon ekibi, ellerine alabildikleri eşyalarını can havli ile kurtarırken maddi hasarın büyük olduğu yangında yaralanan kimse olmadı. Büyük maddi hasarın gerçekleştiği yangından dolayı Survivor çekimlerine 1 gün ara verilmek zorunda kalındı.

“Yangında can kaybının olmamasını” tek tesellilerinin olduğunu söyleyen Acun Ilıcalı “Allah’tan ekibimize ve adada yaşayan yerli halka bir şey olmadı, içlerinde bizim ekibinde kaldığı otel ve 8 restoranın yanmasını büyük bir üzüntü ve çaresizlikle izledik” dedi.

KAYNAK:HÜRRİYET / KELEBEK
BENİM ALDIGIM KAYNAK:POSTA


Html5 devrimi

type='html'>


Şu anda hayal etmesi zor ama bir zamanlar internet siteleri sadece basit metinlerden ibaretti.


İnternet tasarımcıları müşterilerinin büyük bir kısmının yavaş internet bağlantıları olduğunu ve beklemeye pek de tahammülleri olmadığını biliyordu.

Tek bir siyah beyaz görüntü bile kullanıcının sinirini bozmaya yetebiliyordu. Tabii yavaş yavaş ortaya çıktığı için.

Ancak bu durum modem hızları artmaya başladıkça değişti.

Artık tasarımcılar çok daha komplike multimedya öğeleri kullanıyor.

90'lı yılların ortasında kullanıma girdiğinde şu anda Adobe'ye ait olan Flash programı herşeyi değiştirdi.

İnternetteki animasyonlar, videolar ve grafikler bir anda çok daha kaliteli ve detaylı hale geldi.

Bugün HTML5 tüm kullanıcı ve tasarımcılar için heyecan yarattı.

Bu yeni HTML'de görsel seçenekler büyük oranda artmış ve siteler çok daha dinamik.

İnternet son günlerde çok uzun zamandır olmadığı kadar hızlı gelişiyor.

Uygulama tasarımcıları çoktan HTML5'in sunduğu yenilikleri kullanmaya başladı.

Çalışmayan videolara son

New York merkezli video paylaşım sitesi Vimeop için çalışan Kevin Sweeney ''Eskiden internet sitesine video koyabilmek için Adobe Flash ya da Quick Time'a ihtiyaç duyuyorduk. Artık aracıya ihtiyacımız yok. HTML5 sayesinde videoları yazılımın içine rahatça yerleştiriyoruz'' dedi.

Bu aslında demek oluyor ki herhangi bir internet sitesinde bir türlü çalışmayan ve açılmak bilmeyen bir video ile karşılaşma olasılığımız artık çok az.

Ya da artık bir siteye bakmak için Adobe Flash'ın yeni versiyonunu yüklemek zorunda kalmayacağız.

iPod Touch, iPhone ve iPad kullanıcıları bu sorunu sık sık yaşıyorlardı.

Çünkü Steve Jobs Flash'ın Apple'ın işletim sistemlerinde çalışmasına izin vermiyordu.

Apple imparatorluğunun kullanıcılarına ulaşmak isteyen web siteleri artık HTML5 formatına geçebilecek ve Flash kullanımına gerek kalmayacağı için bu siteler rahatlıkla Apple ürünlerinden görüntülenebilecek.

Yeni ufuklar

Adaptive Web Design adlı kitabın yazarı Aaron Gustafson, HTML5'in dinamizmi sayesinde artık bilgisayarlar dışındaki internet bağlantılı aletlerde de kullanılmaya başlayacağını söylüyor.

Gustafson ''Artık buzdolaplarının dokunmatik ekranlarında çalışacak internet siteleri tasarlamak mümkün. Mesela yemek tarifi veren bir siteniz varsa bunun buzdolabı ekranında çalışmasını sağlayarak izleyicilerinize büyük kolaylık sağlayabilirsiniz'' diyor.

Google, HTML5'in en büyük destekçisi çünkü onun sayesinde reklam satışları artacak.

Google Docs yöneticisi Jeff Harris, HTML5 sayesinde sundukları servislerin tamamen değişeceğini söylüyor.

Harris ''Basit bir örnek verecek olursak bundan sonra masaüstünüzdeki bir dosyayı alıp Gmail hesanbınızın üzerine sürükleyerek onu eposta formatına dönüştürebileceksiniz. Bunu daha önce yapmak mümkün değildi çünkü HTML'in önceki versiyonları böyle bir işlemi yapamıyordu'' dedi.

HTML5 geçtiğimiz bir kaç yılda yaşanan İnternet tarayıcısı savaşlarının da ardındaki neden.

On yıl önce Chrome, Firefox ve Safari yoktu. Tek internet tarayıcısı olan Internet Explorer'da çok nasir olarak kendini yeniliyordu.

Bugün ise tarayıcılar HTML5'le gelen yeniliklere ayak uydurmak için sık sık kendini yenlilemek zorunda.

Şirketler HTML5'den memnun çünkü internet sitelerinin kullanımı cep telefonu ve tabletlerde yeni yazılım sayesinde çok kolaylaştı.

Daha önce internet siteleri bu gibi araçlarda çalışmayan şirketler mobil uygulamalar tasarlayan şirketlerle anlaşmak zorunda kalıyorlardı.

Bugün ise HTML5 sayesinde tüm internet siteleri tüm platformlarda hatasız çalışabiliyor.

Örnek olarak daha önce bir tasarım firması ile çalışarak bir iPad uygulaması geliştirmiş olan Financial Times gazetesi internet sitesini HTML5 kullanarak yeniden tasarladıktan sonra bu uygulamayı kullanımdan kaldırdı.

Peki Flash'a ne olacak?

Adobe Flash'ın yöneticisi Danny Winokur programın hala bir kullanım alanı olduğunu düşünüyor.

Winokur Flash sayesinde sadece oyun konsollarında görülen görüntü kalitesinin ve 3 boyutlu görüntülerin internet ortamına taşınabildiğini ve HTML5'in henüz bunu sağlayamadığını söylüyor.

Winokur ''Evet belki birgün HTML ile bu da yapılabilecek ancak henüz buna çok zaman var. Flash bundan böyle yüksek çözünürlüklü görüntülerin yayınlanmasında ve telif hakkı olan görüntülerin korunmasında kullanılacak'' dedi.

Tabii ki bütün bu değişimler doğru yapılırsa internet kullanıcıları yaşanan değişimin farkına bile varmayacak.

KAYNAK:VETEKNOLOJİ

Blog Archive

Blogger tarafından desteklenmektedir.